top of page

Başkasına Ait Konuta Gizli Kamera Yerleştirilmesinin Konut Dokunulmazlığı İhlali Suçu Haricindeki Cezai Sonuçları Üzerine Kapsamlı Hukuki Analiz

gizli kamera

1. Giriş: Eylemin Çok Boyutlu Cezai Niteliği



1.1. Raporun Amacı ve Kapsamı


Bu rapor, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 116. maddesi kapsamında düzenlenen konut dokunulmazlığına ihlal suçu dışında, başkasına ait bir konuta gizli kamera yerleştirilmesi eyleminden doğabilecek diğer tüm ceza hukuku sonuçlarını detaylı bir biçimde incelemeyi amaçlamaktadır. Bu analiz, ilgili TCK maddelerini, Yargıtay (Yüce Divan) tarafından oluşturulan yerleşik içtihatları ve ceza hukuku literatüründeki suçların içtimaı prensiplerini bütüncül bir yaklaşımla ele almaktadır. Gizli kamera yerleştirme eylemi, hukuki olarak tek bir fiil gibi görünse de, birden fazla farklı suçun aynı anda oluşmasına neden olabilecek karmaşık bir eylem setini temsil etmektedir. Bu sebeple, ceza hukuku alanında bu eylemin yarattığı çok katmanlı hukuki sorumluluğun titizlikle ortaya konulması gerekmektedir.


1.2. Hukuki Koruma Alanı: "Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının" Anayasal ve Kanuni Çerçevesi


Gizli kamera yerleştirme eylemi, doğrudan bireylerin Anayasa ile güvence altına alınmış temel haklarını hedef almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 20. maddesi, her bireyin özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkını güvence altına almıştır. Bu temel hak, aynı zamanda TCK'nın

Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar başlıklı dokuzuncu bölümü altında özel bir korumaya tabi tutulmuştur. Bu kanuni düzenlemelerle, kişilerin mahrem alanlarına yönelik her türlü müdahale cezai yaptırımlara bağlanmıştır. Gizli kamera, bu mahremiyetin çekirdek alanını oluşturan konut içinde kullanıldığında, doğrudan bu koruma alanını ihlal etmektedir.


1.3. Eylemin Tanımı ve Çoklu Suç Potansiyeli


Bir başkasının konutuna gizli kamera yerleştirme fiili, dışarıdan bakıldığında tek bir eylem olarak algılansa da, ceza hukuku açısından birden fazla farklı suçun unsurlarını bünyesinde barındırmaktadır. Bu durum, içtima adı verilen hukuki bir müessesenin incelenmesini zorunlu kılmaktadır. Failin bu tek eylemi, eş zamanlı olarak hem konutun dokunulmazlığını ihlal etmekte hem de içinde yaşayan kişilerin özel hayatının gizliliğine yönelik bir müdahale teşkil etmektedir. Eğer kamera ses kaydı da alıyorsa, eylemin hukuki boyutu daha da karmaşık bir hal almaktadır. Bu çoklu ihlal, hangi suçtan ceza verileceği, cezaların nasıl bir araya geleceği ve eylemin hukuki nitelendirmesinin nasıl yapılacağı gibi kritik soruları beraberinde getirmektedir.


2. Eylemden Doğabilecek Temel ve Nitelikli Suç Tipleri Üzerine Hukuki İnceleme



2.1. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu (TCK m. 134)


Gizli kamera yerleştirme eylemiyle en doğrudan ilişkili suç tipi, TCK'nın 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçudur. Bu suç, bireyin mahrem alanının korunmasını amaçlamaktadır ve eylemin niteliğine göre farklı cezai sonuçlar doğurabilir.


2.1.1. Suçun Temel Hali ve Cezası


TCK'nın 134. maddesinin birinci fıkrası, "kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" hükmünü içermektedir. Gizli kamera yerleştirme fiili, kişilerin en temel özel yaşam alanı olan konuta müdahale ettiği için bu suçun temel halini oluşturur. İhlal fiili, herhangi bir eylemle gerçekleşebileceği gibi (serbest hareketli suç), kamera yerleştirme gibi somut bir hareketle de işlenebilir. Yargıtay kararlarına göre, bir kişinin banyo camından izlenmesi veya deneme kabininde gizlice videosunun çekilmesi gibi fiiller bu suç kapsamında değerlendirilmiştir.


2.1.2. Nitelikli Hal: Görüntü veya Ses Kaydı Yoluyla İhlal


Gizli kameranın doğası gereği, bu eylem suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halini meydana getirir. Kanun koyucu, "gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek cezanın bir kat artırılacağını" açıkça belirtmiştir. Bu nitelikli hal, temel suçun cezasını 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasına yükseltme potansiyeli taşır. Bu artırım, gizliliğin sadece ihlal edilmesi değil, aynı zamanda kalıcı bir delil bırakacak şekilde kayda alınmasının daha büyük bir haksızlık teşkil etmesinden kaynaklanmaktadır.


2.1.3. Yargıtay Kararlarında Özel Hayat Alanının Sınırları ve Eşler Arası Gizlilik


Yargıtay, özel hayat alanının sınırlarını geniş bir şekilde yorumlamıştır. Bu alan sadece bir kişinin evinin duvarları ile sınırlı değildir. Bir kişinin araç içi, işyeri, otel odası gibi mahremiyet beklentisinin olduğu her yer özel hayat alanının bir parçasıdır. Hatta, komşunun bahçesinin veya bir balkonda yapılan faaliyetlerin kamera ile gözetlenmesi dahi bu suçu oluşturur. Bu kapsam, gizli kamera yerleştirme fiilinin, konutun mahremiyetini ve orada yaşayanların özel yaşamını doğrudan ihlal ettiğini gösteren önemli bir detaydır.

Yargıtay'ın bu konudaki en kritik kararlarından biri, evlilik içinde eşler arası mahremiyetin durumuyla ilgilidir. Mahkeme, evlilik birliğinin, eşlerin birbirlerinin özel hayatını ihlal etme yetkisi vermediği yönünde istikrarlı bir içtihat oluşturmuştur. Bir eşin diğerinin sadakatini ispatlamak veya boşanma davasında delil toplamak amacıyla gizli kamera yerleştirmesi, hukuka uygun bir gerekçe olarak kabul edilmez. Bu yaklaşım, ahlaki veya kişisel amaçların, Anayasa ve TCK ile korunan temel haklar üzerindeki yasal sonuçları ortadan kaldıramayacağını açıkça ortaya koymaktadır.


2.2. Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu (TCK m. 135) ve Kritik Yargıtay Ayrımı


Gizli kamera eylemi, bazı durumlarda kişisel verilerin kaydedilmesi suçunu da gündeme getirebilir, ancak Yargıtay bu suç ile özel hayatın gizliliğini ihlal suçu arasında önemli bir ayrım yapmıştır.


2.2.1. Suçun Tanımı ve Cezası


TCK'nın 135. maddesi, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimselere 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörmektedir. Kişisel veri, bir kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan her türlü bilgiyi ifade eder. Örneğin, bir kişinin adı, soyadı, telefon numarası veya T.C. kimlik numarası gibi bilgiler kişisel veri kapsamında değerlendirilir.


2.2.2. TCK 134 ve TCK 135 Arasındaki Hassas Sınır


Gizli kamera ile elde edilen görüntülerin "kişisel veri" olup olmadığı, suçun hukuki niteliğini belirlemede kritik bir öneme sahiptir. Yargıtay, bu konuda net bir ayrım yapmaktadır. Eğer fail, mağdurun cinsel veya fiziksel mahremiyetine ilişkin çıplak görüntülerini veya seslerini kaydediyorsa, bu eylem TCK 135'e değil, TCK 134'e vücut verir. Yargıtay'a göre, bu tür mahrem görüntüler

kişisel veri değil, özel hayata ilişkin görüntü/ses niteliğindedir.

Bu ayrım, gizli kamera yerleştirme fiilinin hukuki değerlendirmesinde temel bir unsurdur. Kameranın yerleştirildiği yer (örneğin bir yatak odası veya banyo) veya kaydedilen içerik (kişinin mahrem davranışları), suçu otomatik olarak TCK 134 kapsamına çekmektedir. TCK 135 ise daha çok bir kişinin özel hayatına ilişkin olmayan, ancak kimliğini belirleyici veya ona ait olan verilerin (örneğin, bir bilgisayardaki kişisel dokümanların) hukuka aykırı olarak kaydedildiği durumlarda uygulama alanı bulur. Dolayısıyla, bir konuta gizli kamera yerleştirme eyleminde, kural olarak TCK 134 suçunun unsurları gerçekleşmektedir.


2.3. Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçu (TCK m. 133)


Gizli kameranın görüntü yanında ses kaydı da alması durumunda TCK 133'te düzenlenen suç gündeme gelmektedir.


2.3.1. Suçun Unsurları ve Kapsamı


TCK'nın 133. maddesi, "kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi"yi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırır. Bu suç, özellikle başkalarına ait olan, halka açık olmayan konuşmaların gizlice kaydedilmesi durumlarında geçerlidir. Örneğin, bir masanın altına yerleştirilen ses kayıt cihazı ile yapılan görüşmelerin dinlenmesi bu suçu oluşturur.


2.3.2. Hukuki Farklılık


TCK 132'de düzenlenen haberleşmenin gizliliği ihlal suçu, telefon veya mektup gibi özel haberleşmeleri korurken , TCK 133 ve TCK 134, farklı hukuki değerleri korur. TCK 133

konuşmaların gizliliğini, TCK 134 ise özel hayatın bütününü korumaktadır. Konut içinde yüz yüze yapılan konuşmalar, özel hayatın bir parçası olduğu için hem TCK 134 hem de TCK 133 kapsamında değerlendirilebilir. Bu durum, suçların içtimaı kuralları açısından derinlemesine bir analizi gerekli kılmaktadır.


3. Suçların İçtimaı: Fikri ve Gerçek İçtima Teorileri Açısından Değerlendirme


Gizli kamera yerleştirme eylemi, aynı anda birden fazla suçun oluşmasına neden olabileceği için, ceza hukuku ilkelerinden olan suçların içtimaı bu fiilin hukuki sonuçlarını belirlemek için temel bir mekanizmadır.


3.1. Fikri İçtima (TCK m. 44): Tek Fiil, Çok Suç


Fikri içtima, failin işlediği tek bir fiille birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet vermesi durumunda uygulanır. Kanuna göre, bu durumda fail, oluşan suçlardan

en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.

Bir konuta gizli kamera yerleştirme fiili, fiziksel olarak tek bir harekettir. Bu tek fiil, aynı anda hem konut dokunulmazlığına ihlal (TCK m. 116) hem de özel hayatın gizliliğini ihlal (TCK m. 134) suçlarını oluşturmaktadır. Bu, farklı neviden fikri içtima (TCK m. 44) için klasik bir örnektir. TCK 116'nın temel cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapisken, TCK 134'ün görüntü veya ses kaydıyla işlenen nitelikli halinin cezası 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasıdır. Bu karşılaştırma sonucunda, failin

en ağır cezayı gerektiren özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan cezalandırılması gerekecektir. Bu durumda, konut dokunulmazlığına ihlal suçu, fikri içtima kuralı gereği cezasız kalacaktır. Bu, kullanıcının sorgusunun pratik sonucunu açıkça ortaya koymaktadır.


3.2. Gerçek İçtima: Ayrı Fiiller, Ayrı Cezalar


Gerçek içtima kuralı, ceza hukukunun temel prensibi olan "kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza" ilkesine dayanır. Failin birbirinden bağımsız ve farklı zamanlarda işlediği her suç, ayrı bir cezaya tabi tutulur.

Gizli kamera yerleştirme eyleminde bu durum, kayıt alma ve ifşa etme fiillerinin ayrımıyla ortaya çıkar. Failin gizli kamerayı yerleştirme ve kaydetme eylemi bir suç tipini (TCK 134/1 veya TCK 134/1-2) oluştururken, bu kayıtları daha sonra internet ortamında yayma veya bir başkasına verme eylemi, zaman ve hukuki anlamda tamamen bağımsız bir fiildir. Bu ikinci eylem, TCK 134/2 veya TCK 136'yı oluşturur. Bu iki eylem, farklı zamanlarda gerçekleşen ve hukuki anlamda bağımsız fiiller olduğu için

gerçek içtima kuralı uygulanır. Dolayısıyla, fail hem kayıt alma hem de ifşa suçundan ayrı ayrı cezalandırılır. Bu durum, eylemin cezai karşılığını katlayan ve hukuki sorumluluğu ciddi şekilde artıran bir durumdur.


3.3. Zincirleme Suç (TCK m. 43)


Zincirleme suç, tek bir fiille birden fazla kişiye karşı aynı suçun işlenmesi durumunda uygulanır ve verilecek ceza dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Gizli kamera, bir konutta yaşayan birden fazla kişiyi (örneğin bir aile veya ev arkadaşları) hedef aldığında,

aynı nev'iden fikri içtima olarak da bilinen zincirleme suç hükümleri uygulanabilir. Bu durumda, failin cezası mağdur sayısına bakılmaksızın artırılacaktır. Ancak, eylem farklı mağdurlara karşı farklı zamanlarda işlenmişse, zincirleme suç hükümleri uygulanmaz ve failin her bir eylem için ayrı ayrı cezalandırılması gerekir.


4. Gizli Kamera Kayıtlarının Hukuka Aykırı Delil Niteliği ve Yargıtay'ın Yaklaşımı


Gizli kamera kayıtlarının ceza hukuku ve medeni hukuk davalarındaki delil niteliği, tartışmalı ve çelişkili bir alandır.


4.1. Genel Prensip


Türk hukukunda, delillerin hukuka uygun yollardan elde edilmesi esastır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 189. maddesinin 2. fıkrası, "hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan delillerin mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamayacağını" açıkça belirtmektedir. Bu genel kural, kişisel hakların ve özel yaşam alanının ihlali sonucu elde edilen kayıtların delil olarak kullanılamayacağını öngörmektedir.


4.2. Hukuk ve Ceza Mahkemeleri Arasındaki Paradoks


Yargıtay'ın farklı daireleri arasında gizli kayıtların delil değeri konusunda tam bir görüş birliği bulunmamaktadır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, özellikle boşanma davalarında sadakatsizliği kanıtlamak için sunulan gizli ses veya görüntü kayıtlarını "özel hayatın gizliliğini ihlal" suçu kapsamında değerlendirerek kesinlikle reddetmektedir. Bu yaklaşım,

ispata hak kazanmak için suç işlenemeyeceği ilkesine dayanır.

Ancak, Yargıtay Ceza Dairelerinin yaklaşımı daha esnektir. Ceza davasında, kendi aleyhine işlenen bir suçu ispatlamak amacıyla ve başka türlü delil elde etme imkanı yoksa, gizlice yapılan kaydın delil olarak kullanılabileceğini kabul edebilmektedir. Bu durum, hukuki bir paradoks yaratmaktadır. Gizli kamera ile kaydedilen bir eşin sadakatsizliği,

boşanma davasında delil olarak kullanılamazken, aynı kayıt, kaydı yapan eşin cezalandırılması için açılan ceza davasında delil olarak kullanılabilir. Bu, gizli kamera eyleminin hukuki sonuçlarının, hangi mahkemede ve hangi amaçla değerlendirildiğine göre tamamen değiştiğini gösteren önemli bir detaydır.


5. Olası Diğer Suçlar ve Ağırlaştırıcı Nedenler


Gizli kamera yerleştirme eylemi, yukarıda incelenen temel suçlar dışında, eylemin niteliğine ve mağdurların durumuna göre ek suçlar ve cezayı ağırlaştırıcı nedenler de doğurabilir.


5.1. Müstehcenlik Suçu (TCK m. 226)


Gizli kamera kayıtlarında 18 yaşından küçük çocukların çıplak görüntülerinin ifşa edilmesi, TCK'nın 226/5. maddesinde düzenlenen müstehcenlik suçunu oluşturur. Bu suç, TCK 134'ten bağımsız ve daha ağır cezayı gerektiren ayrı bir suç tipidir. Bu durum, failin eyleminin çoklu suç teşkil etmesi ve her bir suçtan ayrı ayrı cezalandırılabilme potansiyeli taşıması anlamına gelir.


5.2. Mesleki Niteliklere Bağlı Ağırlaştırıcı Nedenler (TCK m. 137)


Gizli kamera eyleminin, TCK 137. maddesi kapsamında cezayı artıran nitelikli halleri de mevcuttur. Eğer suç, kamu görevlisi tarafından görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle veya belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle (örneğin bir tamirci, temizlikçi veya teknisyen tarafından) işlenirse, verilecek ceza yarı oranında artırılmaktadır. Bu hüküm, failin özel statüsünün eylemin haksızlığını daha da artırdığını ve bu nedenle daha ağır bir cezai yaptırımı hak ettiğini gösterir.


6. Sonuç ve Özet Tablolar



6.1. Nihai Hukuki Değerlendirme


Başkasına ait konuta gizli kamera yerleştirme fiili, yüzeyde basit bir eylem gibi görünse de, ceza hukuku açısından karmaşık ve çok katmanlı sonuçları olan bir suç zincirini tetiklemektedir. Konut dokunulmazlığı ihlali (TCK m. 116) ile birlikte, failin eylemi Özel Hayatın Gizliliğini İhlal (TCK m. 134), Kişisel Verilerin Kaydedilmesi (TCK m. 135), Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması (TCK m. 133) ve bu kayıtların ifşası halinde Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme (TCK m. 136) gibi farklı suçlara yol açabilmektedir.

Bu çoklu suç potansiyeli, eylemin hukuki karşılığının belirlenmesinde içtima kurallarını zorunlu kılar. Bir konuta kamera yerleştirme ve kayıt alma eylemi, TCK m. 116 ve TCK m. 134'ün aynı anda ihlali olduğu için fikri içtimaya tabidir ve fail en ağır cezayı gerektiren özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan cezalandırılır. Ancak, kaydedilen verilerin ifşa edilmesi gibi ikinci bir fiil söz konusu olduğunda, bu fiil gerçek içtimaya tabi olur ve fail her iki eylemden ayrı ayrı sorumlu tutulur. Bu nedenle, gizli kamera yerleştirme eylemi, failin sadece bir suçtan değil, potansiyel olarak birden fazla suçtan cezalandırılmasına yol açabilecek karmaşık bir hukuki durum yaratmaktadır.


6.2. Tablo 1: Eylemden Doğan Suçların İçtima Analizi


Eylem

İhlal Edilen Hükümler

Uygulanacak İçtima Türü

Uygulanacak Cezai Sonuç

Gizli kamera yerleştirme ve görüntü/ses kaydı alma

TCK m. 116 (Konut Dokunulmazlığı) ve TCK m. 134 (Özel Hayatın Gizliliği)

Fikri İçtima (TCK m. 44)

En ağır cezayı gerektiren TCK m. 134 maddesindeki ceza uygulanır, TCK m. 116 cezasız kalır.

Kaydedilen görüntü/sesleri ifşa etme

TCK m. 134/2 veya TCK m. 136

Gerçek İçtima

Her iki suçtan ayrı ayrı ceza verilir.

Gizli kamera ile birden fazla kişiye karşı eylem

TCK m. 134 (Tek fiille birden fazla mağdura karşı aynı suç)

Zincirleme Suç (TCK m. 43/2)

Verilecek ceza dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır.

E-Tablolar'a aktar


6.3. Tablo 2: TCK m. 133, 134 ve 135'in Karşılaştırmalı Analizi


Suç Madde No

TCK m. 133

TCK m. 134

TCK m. 135

Korunan Hukuki Yarar

Konuşma ve Haberleşme Gizliliği

Özel Hayatın Gizliliği

Kişisel Veri Güvenliği

Suçun Konusu

Aleni olmayan konuşmaların dinlenmesi veya kayda alınması

Bireyin mahrem davranışları, görüntüleri, sesleri

Kimliği belirleyen veya belirlenebilir kılan her türlü bilgi (ad, soyad, telefon numarası vb.)

Şikayete Tabi mi?

Evet

Evet

Hayır, resen soruşturulur

Temel Ceza Aralığı

2 yıldan 5 yıla kadar hapis

1 yıldan 3 yıla kadar hapis (kayıtla 2-6 yıl)

1 yıldan 3 yıla kadar hapis


Comments


bottom of page