Meşru Müdafaa: Yargıtay İçtihatları Işığında Haklı Savunmanın Sınırları ve Uzman Mütalaasının Vazgeçilmez Rolü
- aslankriminal35
- 13 Eki
- 5 dakikada okunur

Hukuk sistemimizde, meşru müdafaa (haklı savunma), bireylerin kendisine veya başkasına yöneltilmiş haksız bir saldırıyı o anki durum ve imkânlarla orantılı bir şekilde defetmesi olarak tanımlanan ve hukuka uygunluk sağlayan en temel nedenlerdendir. Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 25. maddesinde düzenlenen bu kurumun sınırları, Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin istikrarlı kararlarıyla en hassas şekilde belirlenmektedir.
Aslan Kriminal olarak, dava dosyalarınızda meşru müdafaa iddialarını bilimsel ve hukuki çerçevede değerlendirmek için uzman mütalaası hizmeti sunuyoruz.
Yargıtay İçtihatlarında Meşru Müdafaanın Kırılma Noktaları
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, bir eylemin meşru müdafaa kapsamında kalıp kalmadığını belirlerken, özellikle saldırının sona erdiği an ve kullanılan gücün orantılılığına odaklanır:
Saldırının Eş Zamanlılığı ve Savunmanın Zorunluluğu: Savunma, saldırının başladığı an ile sona erdiği an arasında yapılmalıdır.
Kanun Hükmünün İcrası ve Sınırın Aşılması: Polis memurunun, kaçan araca "Dur" ihtarına uymaması üzerine aracı durdurmak amacıyla silahla ateş etmesi, bu eylemin TCK 24/1 kapsamında kanun hükmünün icrası sırasında sınırın kast olmaksızın aşılması (TCK 27/1) olarak değerlendirilerek "Taksirle Birden Fazla Kişinin Ölümüne Neden Olma" suçundan cezalandırılmasını hukuka uygun bulmuştur (Yargıtay 1. CD, E. 2024/2880, K. 2025/1026). Bu karar, hukuka uygunluk sebebinin dahi orantılılık sınırına tabi olduğunu gösterir.
Ani Gelişen Saldırıyı Defetme: Saldırganın tabancayla ateş etmesi sonucu yaralanan ve sonrasında kendisine yönelen saldırıyı (silahı almayı) engellemek amacıyla karşılık veren kişinin eylemi, meşru savunma sınırları içerisinde kalabilir (Yargıtay 1. CD, E. 2022/11913, K. 2024/2931). Bu, savunmanın zorunluluğunun ve eş zamanlılığının kanıtlanmasıyla mümkündür.
Orantılılık ve Haksız Tahrik İlişkisi: Saldırı ile savunma arasındaki orantının bozulduğu durumlarda, eylem meşru müdafaa olmaktan çıkar, ancak haksız tahrik hükümleri uygulanır.
Geçmiş Husumet ve Tahrik İndirimi: Maktulün, sanığın annesi ve ablasını öldürdüğü gibi geçmişteki ağır haksızlıkları dahi, sanığın maktulü görmesi üzerine ateş etmesi durumunda, haksız tahrik indirimi uygulanmasını gerektiren bir neden sayılmıştır (Yargıtay 1. CD, E. 2022/9687, K. 2024/76).
Tahrikin Derecesi: Sanığa yönelen haksız tahrikin (söz veya eylem) niteliği ve derecesi, Yargıtay tarafından makul oranda indirim yapılmasını gerektirir (Yargıtay 1. CD, E. 2020/1505, K. 2020/2980; Yargıtay 1. CD, E. 2019/1746, K. 2019/3898). Eğer saldırı basit ise, uygulanan indirim oranı da asgari düzeyde tutulur.
Suç Vasfının Doğru Belirlenmesi: Meşru müdafaa şartları oluşmadığında, sanığın kastının öldürmeye mi, yoksa sadece yaralamaya mı yönelik olduğunun tespiti kritiktir.
Öldürme Kastının Vasıflandırılması: Kullanılan bıçağın elverişliliği, hedef alınan vücut bölgeleri (boyun, göğüs) ve darbe sayısı, sanığın kastının öldürmeye yönelik olduğunun kabul edilmesi için yeterli delil sayılır (Yargıtay 1. CD, E. 2022/7678, K. 2023/1199).
Silahın Etkili Kullanımı: Silahın elverişliliği, atış mesafesi ve eylemin hayati bölgeyi hedef alıp almadığı gibi teknik veriler, orantılılık açısından önemlidir (Yargıtay 1. CD, E. 2023/8814, K. 2024/1762).
Aslan Kriminal Uzman Mütalaası ile Delil Yönetimi
Hukuki savunmanızda iddialarınızı bilimsel kesinlikle desteklemek ve meşru müdafaa şartlarının oluştuğunu kanıtlamak için Aslan Kriminal uzmanlığına güvenin:
Olay Kronolojisi ve Kasıt Analizi: Olay yerinden elde edilen kamera kayıtları, saldırının başladığı ve bittiği anı saniyesi saniyesine tespit eder. Bu, TCK 25/1'deki saldırının hâlen mevcut olduğu şartını kanıtlamak için zorunludur.
Silah Analizi ve Atış Mesafesi: Kullanılan silahın tipi, mermi çekirdeği isabet noktaları ve atış mesafesi gibi bulgular analiz edilerek orantılılık hususunda mahkemeye bilimsel bir veri sunulur.
Kaynakça (APA 6 Stili)
Yargıtay 1. Ceza Dairesi. (29 Nisan 2024). E. 2022/11913, K. 2024/2931.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi. (13 Şubat 2025). E. 2024/2880, K. 2025/1026.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi. (9 Ocak 2024). E. 2022/9687, K. 2024/76.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi. (18 Mart 2024). E. 2023/8814, K. 2024/1762.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi. (26 Nisan 2021). E. 2020/4727, K. 2021/7539.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi. (24 Eylül 2019). E. 2019/1746, K. 2019/3898.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi. (21 Mart 2023). E. 2020/6804, K. 2023/1199.
Yargıtay Kararlarından Birebir Alıntılar (Dipnotlar)
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, E. 2022/11913, K. 2024/2931 (29 Nisan 2024)
"Maktulün sanığın oğlu ...'a yönelik olarak önce tokat attığı, daha sonra silahla ateş edip yaralaması akabinde maktulün tabancasını sanığa doğrultması ve ateş etmesi birlikte değerlendirildiğinde sanığın önce oğluna başlayan daha sonra kendisine yönelik olarak devam eden ağır ve haksız saldırıyı aynı oranda karşılık vererek etkisiz hale getirdiği gözetildiğinde sanığın eyleminin meşru savunma sınırları içerisinde kaldığı anlaşıldığından temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır."
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, E. 2024/2880, K. 2025/1026 (13 Şubat 2025)
"...Hukuka uygunluk sebebi taksirle de aşılmış olabilir. Kanun hükmü gereği görevini ifa etmekte olan zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlileri, zor kullanma yetkilerini taksirli bir biçimde aşar ve ölüm meydana gelirse 5237 sayılı Kanun'un 27/1. maddesi hükmü uygulama alanı bulur ve sınırı aşan kimse taksirle öldürmeden bu madde uyarınca sorumlu tutulur... sanığın eylemlerinin 5237 sayılı Kanun'un 24/1. maddesi kapsamında kanun hükmünün icrası sırasında meydana geldiği ancak; bu eylemde 5237 sayılı Kanun'un 27/1. maddesi kapsamında 'kanunun çizdiği sınırın kast olmaksızın aşıldığı' anlaşıldığından, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı Kanun'un 85/2 ve 27/1. maddeleri uyarınca 'Taksirle Birden Fazla Kişinin Ölümüne Neden Olma' suçundan cezalandırılması gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur."
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, E. 2022/9687, K. 2024/76 (9 Ocak 2024)
"Haksız tahrik yönünden değerlendirme; maktulün sanığın annesi ve ablasını öldürdüğü tarih ortalama 20 yıl kadar önce ise de; sanığın aşamalardaki savunmalarının maktulü görüp annesi ve ablasının aklına geldiği şeklinde olduğu, sanığın savunmalarının aksine bir delilin de bulunmadığı anlaşıldığından sanık hakkında haksız tahrik hükümleri uygulandığı anlaşılmıştır."
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, E. 2023/8814, K. 2024/1762 (18 Mart 2024)
"ölü muayene ve otopsi raporu uyarınca maktulün ense bölgesindeki tek ateşli silah yaralanmasının öldürücü nitelikte olduğu ve ölümünün ateşli silah yaralanmasına bağlı ense-omurilik kemik kırıkları ile birlikte gelişen hasarlar sonucu meydana geldiğinin tespit edildiği anlaşılmakla, sanığın eylemi ile ölüm sonucu arasında illiyet bağının bulunduğu... meşru savunma koşullarının oluşmadığı..."
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, E. 2020/4727, K. 2021/7539 (26 Nisan 2021)
"Oluşa ve dosya kapsamına göre; mağdur İsmail’in olayın başlangıcından itibaren maktulün yanında yer alarak maktulle fikir ve eylem birliği içinde hareket etmek suretiyle, sanığa yönelik telefonla tehdit eylemi sonrasında sanığın çağırması üzerine beraberce araca binerek av tüfekleri ile olay yerine geldikleri, dolayısıyla ilk haksız hareketin maktul ve mağdurdan kaynaklandığı nazara alındığında, maktule yönelik eylemde haksız tahrik nedeniyle indirim yapıldığı halde, bu uygulama ile çelişki oluşturacak biçimde mağdur İsmail'e yönelik eylemde sanık hakkında TCK'nın 29. maddesi uyarınca asgari oranda indirim tatbiki gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde indirim uygulanmayarak sanık hakkında fazla cezaya hükmolunması..."
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, E. 2019/1746, K. 2019/3898 (24 Eylül 2019)
"Sanık ...’e yönelen haksız tahrik oluşturan söz ve eylemlerin nitelik ve derecesi karşısında, TCK'nin 29/1. maddesinde belirtilen düzenleme uyarınca makul oranda indirim yapılması yerine yazılı şekilde asgari orandan indirim yapılmak suretiyle fazla ceza tayini kanuna aykırı olup..."
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, E. 2020/6804, K. 2023/1199 (21 Mart 2023)
"Katılan sanık ... hakkında ise eyleminin meşru müdafaa kapsamında kalması nedeniyle beraatine karar verildiği belirlenmiştir... Katılan sanık ...'in kendisine yönelen ve tekrarı muhakkak olan haksız saldırıyı defetmek amacıyla üzerinde bulunan tabanca ile yüzünden yaralanmasının etkisiyle hedef gözetmeksizin ateş ettiği, sonrasında da aracından aldığı av tüfeği ile ateş ederek olay yerinden kaçtığı, katılan sanık ...'in ...'dan kendisine yönelen saldırı ile eş zamanlı olarak hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde eylemini gerçekleştirdiği, dolayısıyla meşru müdafaa şartlarının oluştuğu anlaşılmakla..."



Yorumlar