top of page

Meşru Müdafaa (Yasal Savunma) Nedir? TCK Şartları ve Yasal Çerçeve

Meşru Müdafaa

Meşru müdafaa (yasal savunma), Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda düzenlenen, hukuka uygunluk nedenlerinden biridir. Bir kişinin, kendisine veya başkasına yönelmiş haksız bir saldırıyı, o anki hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı bir biçimde defetmek zorunluluğu ile işlediği fiillerden dolayı cezalandırılmamasını ifade eder. Meşru müdafaa, fiilin hukuka aykırılığını ortadan kaldırarak, eylemi suç olmaktan çıkarır.


Yasal Çerçeve

Meşru müdafaa, Türk hukukunda hem anayasal düzeyde hem de ceza kanunu düzeyinde güvence altına alınmıştır.

1. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

Anayasa'nın "Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı" başlıklı 17. maddesi, kişinin yaşama hakkını ve vücut bütünlüğünü koruma hakkını düzenlerken, meşru müdafaa halini bu hakka istisna olarak kabul etmiştir.


TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI

İKİNCİ BÖLÜM Kişinin Hakları ve Ödevleri I. Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı Madde 17 – Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz. (…) meşru müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması (…)


Anayasa, meşru müdafaa halini, kişinin yaşama hakkına dokunulabilecek istisnai durumlardan biri olarak kabul ederek, bu hakkın kullanılmasının hukuka uygunluğunu temel düzeyde güvence altına almıştır.


2. Türk Ceza Kanunu (TCK)

TCK'nın "Meşru savunma ve zorunluluk hali" başlıklı 25. maddesi, meşru müdafaanın şartlarını ve kapsamını detaylı olarak düzenlemektedir.


TÜRK CEZA KANUNU

Meşru savunma ve zorunluluk hali Madde 25 – (1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez. (2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.


Bu maddeye göre meşru müdafaanın kabul edilebilmesi için hem saldırıya hem de savunmaya ilişkin belirli şartların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.


Meşru Müdafaanın Şartları

Öğretide ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, meşru müdafaanın oluşabilmesi için saldırıya ve savunmaya ilişkin şartların birlikte bulunması zorunludur.


A. Saldırıya İlişkin Şartlar

  1. Bir Saldırı Bulunmalıdır:

    • Saldırı, somut ve fiili bir eylem olmalıdır. Ancak, başlayacağı muhakkak olan ve başladığı takdirde savunmayı imkansız kılacak veya güç hale getirecek bir saldırı da başlamış sayılır. Bitmiş olmasına rağmen tekrarından korkulan saldırı da henüz sona ermemiş kabul edilebilir.

    • Yargıtay Ceza Genel Kurulu, saldırının "gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan" nitelikte olması gerektiğini belirtmiştir.


Ceza Genel Kurulu 2013/1-60 E. , 2013/603 K.

Burada somut bir saldırının varlığı gerekmekte ise de, başlayacağı muhakkak olan ve başladığı takdirde savunmayı imkansız kılacak veya güç hale getirecek bir saldırıyı başlamış, keza bitmiş olmasına rağmen tekrarından korkulan saldırıyı da henüz sona ermemiş saymak zorunludur.


2. Saldırı Haksız Olmalıdır: * Saldırı, hukuk düzeni tarafından korunmayan, hukuka aykırı bir nitelik taşımalıdır. Hukuka uygun bir fiile karşı meşru müdafaa söz konusu olamaz.


3. Saldırı Bir Hakka Yönelik Olmalıdır: * TCK Madde 25, saldırının "gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka" yönelmiş olmasını yeterli görmüştür. Bu hak, kişinin yaşama hakkı, vücut bütünlüğü, malvarlığı, namus, şeref gibi herhangi bir hukuken korunan hak olabilir. 765 sayılı eski TCK'da sadece nefis ve ırza yönelik saldırılar meşru müdafaa kapsamındayken, 5237 sayılı TCK bu kapsamı genişletmiştir.


Ceza Genel Kurulu 2015/424 E. , 2018/399 K.

Düzenlemeye göre, meşru müdafaanın kabulü için saldırının 'herhangi bir hakka yönelmiş olması' yeterli görülmüştür.


4. Saldırı ile Savunma Eş Zamanlı Olmalıdır: Saldırı devam ederken veya başlaması muhakkak iken savunma yapılmalıdır. Saldırı sona erdikten sonra yapılan eylem, intikam niteliği taşıyacağından meşru müdafaa olarak kabul edilmez. Ancak, haksız saldırı bittikten sonra bir karşı koyma durumu söz konusu olursa, bu durum haksız tahrik kapsamında değerlendirilebilir.


Ceza Genel Kurulu 2015/1039 E. , 2016/96 K.

Ancak, haksız saldırı bittikten sonra bir karşı koyma durumu sözkonusu olursa işte o zaman, TCK'nun 3. maddesi değil, TCK'nun 3. maddesi sözkonusu olabilir.


B. Savunmaya İlişkin Şartlar

  1. Savunma Zorunlu Olmalıdır:

    • Saldırıyı defetmek için başka bir imkanın bulunmaması veya mevcut imkanlar içinde en az zarar verici olanın seçilmesi gerekmektedir. Savunma, saldırıyı durdurmak için tek çare olmalıdır.

  2. Saldırı ile Savunma Arasında Oran Bulunmalıdır:

    1. Savunma, saldırının ağırlığı, kullanılan vasıtalar, saldırının yöneldiği hakkın niteliği gibi faktörler göz önüne alınarak orantılı olmalıdır. Savunmanın, saldırıyı etkisiz kılacak ölçüyü aşmaması gerekir.

    2. Orantılılık ilkesinin ihlali durumunda, TCK Madde 27'de düzenlenen "sınırın aşılması" hükümleri devreye girer.


TÜRK CEZA KANUNU

Sınırın aşılması Madde 27 – (1) Ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın kast olmaksızın aşılması halinde, fiil taksirle işlendiğinde de cezalandırılıyorsa, taksirli suç için kanunda yazılı cezanın altıda birinden üçte birine kadarı indirilerek hükmolunur. (2) Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez.


Yargıtay, meşru savunmada sınırın aşılmasının mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmesi halinde faile ceza verilmeyeceğini belirtmiştir.


1. Ceza Dairesi 2022/9591 E. , 2023/109 K.

Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise fail cezalandırılmaz.


Meşru Müdafaanın Hukuki Sonuçları

Meşru müdafaa halinde işlenen fiiller, hukuka uygunluk nedeni teşkil ettiğinden, fiil suç olmaktan çıkar ve faile ceza verilmez. Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Madde 223/2-d uyarınca bu durumda beraat kararı verilir.


Ceza Genel Kurulu 2018/8 E. , 2020/424 K.

Bu hukuka uygunluk nedeninin gerçekleşmesi durumunda CMK'nın 223/2-d maddesi uyarınca beraat kararı verilecektir.


Meşru Müdafaa ve Haksız Tahrik İlişkisi

Meşru müdafaa ile haksız tahrik arasında önemli farklar bulunmaktadır. Haksız tahrik, bir haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işlenmesi durumunda cezada indirim yapılmasını sağlayan bir nedendir. Meşru müdafaa ise hukuka uygunluk nedeni olup, fiili suç olmaktan çıkarır.


  • Meşru müdafaa, devam eden bir saldırıya karşı yapılan savunmadır.

  • Haksız tahrik, saldırı sona erdikten sonra, saldırının etkisiyle işlenen bir suçta söz konusu olabilir.

  • Meşru müdafaa halinde, haksız tahrik hükümleri uygulanmaz, çünkü meşru müdafaa daha geniş bir hukuka uygunluk nedenidir.


Ceza Genel Kurulu 2013/1-60 E. , 2013/603 K.

Özü itibariyle meşru müdafaa, kendisi veya başkasının bir hakkına yönelmiş olan ve devam eden bir saldırının derhal def edilebilmesi için, failin gerçekleştirdiği fiillerden ötürü cezalandırılmamasını ifade eder. Meşru müdafaa halinde, mutlaka bir saldırı bulunması ve bu saldırının da kişinin hukuken korunmaya değer bir hakkına yönelmesi gerektiği göz önünde bulundurulduğunda, meşru müdafaa müessesesinin, "haksız tahrik" halini de kapsadığı ileri sürülebilir.


Sonuç / Özet

Meşru müdafaa, bireylerin kendilerini veya başkalarını haksız bir saldırıya karşı koruma içgüdüsünden kaynaklanan doğal bir tepkinin hukuk düzenince meşru görülmesidir. Bu kurum, hukuka aykırılığı ortadan kaldırarak, saldırıya karşı orantılı ve zorunlu bir savunma yapan kişinin cezalandırılmamasını sağlar. Saldırının haksız, bir hakka yönelik ve eş zamanlı olması ile savunmanın zorunlu ve orantılı olması, meşru müdafaanın temel şartlarıdır. Bu şartların varlığı halinde, fail hakkında beraat kararı verilir. Meşru müdafaada sınırın aşılması durumunda ise, heyecan, korku veya telaş gibi mazur görülebilecek nedenlerle aşım gerçekleşmişse yine ceza verilmez.

Yorumlar


bottom of page